Biraz Nostalji Yaptık, İlkokul Yıllarına Gittik
Selam. Uzun süredir yazmıyordum
blogumda. Okuduğum kitapların yorumlarını bile yazmaya fırsat
bulamazken sevgili blog arkadaşım evdeyazar'ın blogunda yazdığı
konuyu görünce hemen geçtim bilgisayarın başına. Çoğunuz
okumuşsunuzdur mutlaka o güzel, herkesi ilkokul günlerine götüren
yazıyı. Hepimize nostalji yaptırdığı ve o harika günleri
hatırlattığı için teşekkür ederim evdeyazar. Eğer hala
okumadıysanız buradan okuyabilirsiniz.
Gelelim benim ilkokul günlerime. 1981
yılında başlamıştım ilkokula. Annemin elleri ile ördüğü
dantel yakalar süslerdi önlüğümü. Bizim de zenginlikten değildi
dantel yakalar, annemin el maharetinin güzel eserleriydi sadece.
Saçlarımı yandan iki örgü ile örerdi her sabah. Çocukluğumun
çok çok güzel günleriydi ilkokul günlerim. Benim zamanımda da
vardı kokulu silgiler. Ama kullandığımı çok fazla
hatırlamıyorum. Evrak çantası modeli çantam vardı.
Çantalarımızı oturduğumuz tahta sıraların yanlarına yere
koyardık.
Defterleri hatırladım şimdi de. Bir
tane günlük defter bir tane de temiz defter vardı. Günlük
defteri okulda kullanır, temiz deftere evde ödevleri yapardık.
Öğretmenimizde temiz defterleri toplar ödevleri kontrol ederdi.
Tabi ki bir de o defterlerin kenarlarına çizdiğimiz kenar süsleri.
Çizgileri yan yana, alt alta çizer, birleştirir saç örgüsüne
benzer bir şekil yapardık. Sadece bu değil, çiçekler, yapraklar
ve çeşitli şekillerde çizerdik, bazen de renkli yapardık bu
şekilleri. Günümüzdeki gibi renk renk, şekil şekil
kalemlerimiz yoktu. Siyah kalem ve kırmızı kalem, bir de boya
kalemleri. Sevgili evdeyazar'ın dediği gibi tükenmez kalem kapağı
takardık kalemler biterken.
En çok çizdiğimiz
defter kenarı süsü.
Ve öğretmenim, benim güzel
öğretmenim hayatımda boyunca unutmayacağım insanlardandır.
Şefkatli, güleryüzlü ve eğitim hayatımızda en önemli rol
oynayan kişidir. Hem eğitim açısından hem de sosyal açıdan
çok büyük katkıları olmuştur. Hatırlıyorum da bize görgü
kurallarını daha o yıllarda öğretmeye başlamıştı. Bir gün
sınıfta yanımızda getirdiğimiz (kendisinin çok fazla katkısı
olmuştur) kuru yiyecekleri, çatal-bıçakla nasıl yeneceğini,
peçete kullanma kurallarını öğretmişti. Memleketinden gelen
kuru ve yaş meyveleri sınıfa getirir hepimize paylaştırırdı.
Bizim evimize çok yakın otururdu, her bayramda elini öpmeye
giderdim. Umarım yine en kısa zamanda kendisini görmeye giderim.
Bu yazımı okuyan arkadaşlarımın da bana katılacağına eminim.
Aslında o yıllara ait yazılacak o
kadar çok şey var ki, teneffüslerde alınan gevrek-gazoz ikilisi,
okul çıkışı bakkaldan alınan toz leblebi, ağızda patlayan
şekerler, su mataraları, defterlerin kenarları kıvrıldığı
için takılan ataşlar (şimdi renkli ve plastikleri var), ayrıca
yaka düğmemize taktığımız hangi kola (kitaplık kolu, ilk
yardım kolu, gezi kolu v.b) ait olduğumuzu gösteren plastikten
kartlar ve daha aklıma şu anda gelmeyenler
En son sevgili blog arkadaşım
evdeyazar'a tekrar teşekkür ediyorum beni o günlere götürdüğü
ve uzun süredir yazmadığım blogumla ilgilenmemi sağladığı
için.
Bu keyifli yazı için asıl ben size teşekkür ederim, nostalji rüzgarları estirdik gülümsedik ne güzel oldu :)
YanıtlaSilSevgiler :)
Beğendiğinize sevindim, ben de keyifle yazdım o günleri hatırlayarak
SilBen de, evde yazar sayesinde yazınızı okumuş oldum. Daha sık yazmalısınız. Bu arada gevrek yazmışsınız. Hemen dikkatimi çekti. Hakkımda kısmına baktım. Yaşasın İzmir'de bir blog yazarı daha... Yazılarınızı merakla bekliyorum.
YanıtlaSilEvet, biz İzmirli'ler simite gevrek deriz değil mi :) Teşekkür ederim, keyifle yazmaya devam edeceğim :)
SilElinize yüreğinize sağlık ne güzel bir yazı bizi geçmişimize götürdünüz..
YanıtlaSilSevgiler.
Teşekkür ederim, beğendiğinize sevindim.
SilSevgiler ve selamlar :)
öğretmeninizi sevgiyle anmanız ne güzel... bu değerli mesleği ne hale getirdiler. yazık.. çocukları anne baba ile birlikte hayata hazırlayan, işini güzel yapan tüm değerli öğretmenlere selamlar saygılar.....
YanıtlaSil