Tiyatro Seyrederken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Hafta sonu arkadaşlarımla beraber tiyatro seyretmeye gittik. Oyunun konusu güncel ve aynı zamanda trajik bir olayı anlatıyordu. Ancak, bugün bahsetmek istediğim konu oyunla ilgili değil. Tiyatro ve tiyatro gibi diğer sanat etkinliklerini izlerken nasıl davranılması gerektiği ile ilgili. Eminim, çoğumuz bu konuda gayet bilgili ve görgülü. Ancak, hafta sonu gittiğim tiyatroda, bu konuda eksiği olan birçok insan gördüm. Bugün de sizlerle birlikte bu kuralları tekrar hatırlamak istedim.

Tiyatro, baleden sonra severek izlediğim ve takip ettiğim sanat dallarından biridir. Tabi ki bir de zevklerim arasında bulunan operayı unutmamak gerek. Şimdi sinemaseverler de “sinema nerede” diyecekler. Evet, sinemaya da gitmek ve seyretmek zevkli ama tiyatroya verilen emek bence daha fazla sizce de öyle değil mi? Hem sinema seyretmek biraz daha rahat diğerlerine göre. Şimdi gelelim konumuza.

Tiyatro ve Tiyatro Gibi Diğer Sanat Etkinliklerini İzlerken Nasıl Davranılması Gerekir?

Ben hatırlıyorum da daha ilkokulda bile öğretirlerdi bize tiyatroda nasıl davranmalı, giriş çıkışlarda neler yapmalı veya yapmamalı. Hatta öğretmenimiz bizi tiyatroya götürmeden önce bütün kuralları öğretmişti. Şimdi bakalım neler öğrendik bu konuda.

1-) Tiyatroya gitmeden önce mutlaka bilet almamız gerektiğini
2-) Tiyatro oyununun saati gelmeden en az yarım saat önceden salonda olmamız gerektiğini
3-) Tiyatro salonuna girerken sırayla ve sakin bir şekilde girilmesi gerektiğini
4-) Tiyatro oyunu esnasında konuşulmaması gerektiğini
5-) Tiyatro oyunu esnasında yiyecek veya içecek tüketilmemesi, sakız çiğnenmemesi gerektiğini
6-) Arkanızda veya önünüzde oturan kişileri rahatsız edici hareketlerden kaçınmamız gerektiğini
7-) Tiyatro oyunu esnasında cep telefonlarının kapatılması gerektiğini (teknoloji ilerliyor)
8-) Oyun sonunda, selamlama esnasında oyuncuları sadece alkışlamalı, ıslık ve benzeri sesleri çıkarmaktan kaçınılması gerektiği
9-) Tiyatro salonundan çıkarken de sırayla çıkılması ve sakin davranılması gerektiğini

Evet, bizler bu kuralları öğrendik ve öğrendiklerimizi de uyguluyoruz. Ancak, uygulamayan ya da öğrenmeyen/öğretilmeyen bir nesil var karşımızda. Bunu da hafta sonu gittiğim tiyatro oyununda gördüm. Oyun esnasında pet şişeden su içenler, yanındakinin kulağına devamlı bir şeyler söyleyenler, saçını toplayanlar, oturduğu koltukta bir öne bir arkaya devamlı hareket edenler, kolunu başının üstüne kaldıranlar, yanındakinin omzuna yatanlar ve daha sayamadığım birçok davranış.

Şimdi diyeceksiniz, sen oyunu değil de insanları mı seyrettin diye. Oyunu seyrettim evet ama gördüğüm olumsuz tablodan ötürü de çok üzüldüm. Çünkü bu hareketleri yapan kişiler yeni nesildi. Çok üzücü öyle değil mi? Bundan iki sonuç çıkar.

• Yeni nesil büyüklerinden öğrendiğini uygulamıyor,
• Büyükler gençlere bu kuralları öğretmiyorlar.

İki durumda kötü ve üzücü görünüyor. Bu durumu düzeltmek için biz büyükler ne yapmalıyız diye düşünmeliyiz. Yeni neslin tiyatro ve diğer sanat dallarını sevmesini ve saygı duymasını sağlamalıyız. Bu da onları sık sık sanat dalları ile buluşturmak ile olur.

Sanata Gereken Önemi Veriyor Muyuz?

Sonuç olarak; sanat dallarımızın hepsine saygı duyulmalı ve gereken özen gösterilmeli. Yeni nesil de bu konuda bilgilendirilmeli ve kurallara uyulması sağlanmalıdır. Okullarda bu konular üzerinde biraz daha fazla durulmalı. Edebiyat ve Türkçe derslerinde bu konulara da değinilmelidir diye düşünüyorum.

Makalemi Büyük Önder Atatürk’ün sanatla ilgili birkaç sözüyle bitirmek istiyorum. Sanata verilen önemi en iyi bu sözler anlatır.

• Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.
• Sanatkâr el öpmez, sanatkârın eli öpülür.
• Yüksek bir insan topluluğu olan Türk Milleti’nin tarihi bir özelliği de, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir.
• Bir millet sanattan ve sanatkârdan mahrumsa, tam bir hayata sahip olamaz. Böyle bir millet bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve alil bir kimse gibidir.

Yorumlar

  1. Bende bir kural eklemek istiyorum, cep telefonlarını çıkarıp durmadan fotoğraf çekmeyi bırakmak gerek. 50 yaşındayım, 8 veya 9 yaşımdan beri tiyatro, opera ve bale izlerim. Maalesef bu saydıklarınız, temsil seyrederken artık hiç bir şekilde uygulanmıyor. Oysa tiyatro sessizlil içinde izlenmesi gereken bir sanat. Oysa ben daha dün gibi hatırlıyorum, benim çocukluğumda tiyatro, opera veya bale izlemeye gelen kitle, saçlarını yaptırır, en güzel kıyafetlerini giyer, gelir izlerdi, temsil çıkışı yapılan konuşmalar hala kulaklarımda. Ne yazık ki artık bunu görmek olanaksızlaştı. Atatürk'ün Bulgaristan'da izlediği Carmen operasından sonra hemen Adnan Saygun'a bir opera yazmasını rica etmiş ve 20 gün içinde "Özsoy" operası yazılmış. İlk izlediğinde bizim ülkemizde de bir gün Opera izlenecekmi diye düşünmüş. Bu olayı ilk okuduğumda bu ülkeye sanatı getirmek için verilmiş onca çabaya, hiç kimsenin duyarsız kalmamasını diliyor ve rica ediyorum. Size bu güzel yazınız için çok teşekkür ediyorum. Çok güzel ve çok elzem bir konuya parmak bastığınız için sizi kutluyorum.
    Sevgilerimle

    YanıtlaSil
  2. Öncelikle yazımı beğendiğiniz için çok teşekkür ederim. Söylediklerinizin hepsine katılıyorum. Cep telefonları hayatımızda belki önemli bir yer tutuyor ama tiyatro, bale, opera gibi sanat etkinliklerini seyrederken öne çıkmaları hiç hoş değil. Ben elimden geldiğince kıyafet konusuna dikkat etmeye çalışıyorum ama söylediğniz gibi malesef artık kimse bu konu da özenli değil. Umarım çocuklarımız da bu durumu değiştirirler de eskisi gibi olur herşey. Değerli yorumlarınızı ve fikirlerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder