Kitap Yorumu: Böğürtlen Kışı - Sarah Jio

Okuma Şenliği / Kış 2013 etkinliği kapsamında okuduğum kitaplardan biri de "Böğürtlen Kışı" kitabı idi. Sarah Jio'nun daha önce herhangi bir kitabını okumamıştım. Kolay okunan bir yazar olduğunu söyleyebilirim. Diğer kitaplarını bilmiyorum ama bu kitabın hikayesi çoğu insanın yüreğine dokunur diye düşünüyorum.

Böğürtlen Kışı kitabında hayatın en acı olaylarından biri yaşanıyor. Kim olursa olsun özellikle çocuğu olan kişilerin kalbine, ruhuna dokunacak bir hikaye. Bir anne için hayatında yaşayacağı en acı olaylardan biri yaşanıyor kitabımızda. Kitabımızın kahramanı Vera'nın çalışmak zorunda olduğu için evde bıraktığı 3 yaşındaki oğlu Daniel kayboluyor. Vera'nın çocuğunu arayışlarını zaman zaman gözyaşları içinde okudum. Çocuğunu bulma umuduyla yılanlara sarılmak zorunda kalıyor. Belki kendini çabuk kurtarıyor ama son nefesine kadar oğlunu bulma umuduyla her kapıyı çalıyor.

 

Tam seksen sene sonra bir gazeteci Claire tüm gerçekleri açığa çıkarıyor. Yine bir Mayıs ayı, yine bir kar fırtınası Claire'in seksen sene öncesine gitmesine sebep oluyor. Bulduğu gerçekler ve sebepleri başta kendi olmak üzere eşinin ailesini de şaşkına çeviriyor. Seksen sene önce evinden, yatağından kaybolan Daniel'a ne olduğu, onu kimin kaçırdığı ve hala yaşayıp yaşamadığını Claire ortaya çıkarıyor.

 

Doğmamış çocuğunu trafik kazasında kaybeden Claire, seksen sene önce oğlunu kaybeden Vera'nın acılarını anlayan kişi oluyor. Hem kendi hem de Vera için Daniel'a ne olduğunu bulmak için uğraşıyor. Çoğu sayfalarını ağlayarak okuduğum ve yüreğime dokunan bir kitap oldu Böğürtlen Kışı. Umarım hayatta hiç kimse bu kitaptaki iki annenin de yaşadıklarını yaşamaz. İyi okumalar...