#Blogfırtınası Etkinliği 14. Gün

 
Herkese merhaba. Haftasonu bilgisayarımın başına oturamadığımdan geçiktiğim yazıları bugün tamamlamaya çalışacağım. Hafta sonu sizleri telefonumdan takip etmeye çalıştım. İşte 14. günde #blogfırtınası. Bugünkü konumuz biraz gerilimli. 14. günün konusu şöyle;

Gün 14.“Fırtınalı ve karanlık bir geceydi…” Yazıya bununla başlıyoruz, sonra neler oluyor bakıyoruz.

Fırtınalı ve karanlık bir geceydi. Elektriklerin kesilmesi de üstüne tuz-biber olmuştu. Bu eve ilk taşındığımızda salonun büyüklüğüne hayran kalmıştım. İki koltuk takımı, bir yemek masası, ve bir büfe rahat bir şekilde yerleşmişti salona. Hatta hiç de kalabalık görünmüyordu. Evin sadece salonunu görmem yetmişti bana. Emlakçı diğer odaları öylesine göstermişti. Ancak böyle bir gece yaşayacağımı hiç düşünmemiştim.

Elimde el feneri ile pencerenin yanındaki koltuğun koluna oturmuş, elektriklerin ve eşimin gelmesini bekliyordum. Fırtına gittikçe şiddetini arttırıyordu. Yağmurda başlamış, bir kamçı gibi camlara vuruyordu. Salonun büyüklüğü ilk defa beni bu kadar ürkütmüştü. Sanki arkamı dönsem birini göreceğim gibi geliyordu. Evimizin önü açıklıktı ve deniz manzarası vardı. Her şimşek çaktığında evin içi bir an için aydınlanıyor daha sonra tekrar karanlığa gömülüyordu. Elimdeki fenerin pilleri umarım yenidir diye düşündüm.

İzlediğim korku filmi geldi aklıma. Yağmurlu bir gün, kadın evde yalnız, her şimşek çaktığında ev aydınlanıyor ve eli bıçaklı katilin gölgesi beliriyor duvarda. Ardından da... Bir an içim ürperdi, ne diye seyrederdim ki bu filmleri. Al işte şimdi başımı ağrıtıyorlar. Eşimi aramayı düşündüm ama vazgeçtim. Böyle fırtınalı ve yağmurlu bir havada acele ettirmek istemedim araba kullanmak zordu bu havada.

Bir tıkırdı oldu sanki arkamda, irkildim ama dönemedim. Bir şimşek daha çaktı sonra, önce aydınlık ve ardından karanlık. Sonra bir tıkırdı daha, bu sefer daha yakından gelmişti. Sanırım titremeye başlamıştım. Yukarıdaki komşudur herhalde salona girmiştir terliklerle diye düşündüm. Yine şimşek ve karanlık. Tıkırtı iyice yaklaştı sanki tam arkamda duruyordu.

Şimşek, karanlık.

Korkum iyice arttı, dönmeliydim, ya biri varsa, gözgöze gelirsek.

Şimşek, karanlık.

Şimdi de nefesini hissettim tam ensemde ve gözlerimi kapadım. Yolun sonu böyle mi olacaktı. Bir gözyaşı süzüldü yanağımdam.

Şimşek, karanlık.

Omzuma bir şey değdi sanki, bir el ve nefes.

Şimşek, karanlık.

Nefesim kesildi, hareket edemiyordum. Artık omzumu tutup beni sarsmaya başladı, çığlık atarak döndüm ve gözlerimi açtım.

Oğlum korku dolu gözlerle bana bakıyordu ve o da çığlık atmıştı. Eşim de uyanmış ne olduğunu soruyordu. Oğlum ise masum bir şekilde "anne tuvalete girmem gerek" demesin mi? Dışarı da ise yağmur şiddetini gerçekten arttırmıştı.

Yorumlar

  1. Okurken gerçekten gerildim.:)

    YanıtlaSil
  2. çok güzel bir anlatım olmuş, ellerinize sağlık:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder