Hayatta İstediğiniz Yerde Misiniz?


Evet. Bu soruyu kendinize daha önce hiç sordunuz mu? Yaşadığınız hayat gerçekten yaşamak istediğiniz hayat mı diye.

Hepimiz hayallerle büyürüz küçük yaşlardan itibaren. Kimimiz ünlü bir doktor olacaktır. Kimimiz zengin bir işadamı. Öğretmenine hayran olup öğretmen olmak isteyen birçok öğrenci vardır aramızda. Aynanın karşısında saatlerce dans edip şarkı söyleyenleri unutmayalım. Bir de okulun arka tarafında saatlerce top koşturanlar var. Evin uzun koridorunu podyum yapıp defalarca elbise giyip çıkaranlar. Ve burada sayamayacağımız birçok hayali vardır herkesin. Bu satırları okurken gülümsediğinizi ve çocukluğunuzu hatırladığınızı tahmin ediyorum. Aynı ben, ben de böyle yapardım diyenler…

Peki, hayallerinin peşinden koşup da yakalayan ve gerçekleştiren mutlu azınlık sizlere sesleniyorum. Şu anda ne kadar şanslı olduğunuzu söylemek gerekmez herhalde. Hepinizin bir işi vardır. İşinize her gün farklı bir heyecanla gidiyor ve işinizi severek yapıyorsunuz. Yıllarca hayalini kurdunuz bu hayatın. Ben hayatta istediğim yerdeyim ve hayalini kurduğum hayatı yaşıyorum diyorsunuz. Tabi ki hakkınız böyle düşünmek. Sizin kadar şanslı olmayan çoğunluğu hiç düşündünüz mü?

İşine mecburiyetten giden, işini sevmeden yaptığı için kendinden bir şey katamayan, işe giderken ayağını sürüyen. Gözlerini kapattığında “ben bu hayatı hayal etmemiştim ki” diyen ne kadar çok insan var. Belki hayaliniz tiyatrocu olmaktı ve sokaktaki oyun afişinde kendinizi görüyorsunuz. Her futbol maçında gol atan kişi sizsiniz değil mi? En çok satış albümün sanatçısı veya yurt dışında ülkemizin adını duyuran çok ünlü bir doktor hatta profesör. Saymakla bitmez hayaller…

Son olarak şunu söyleyebilirim. Belki şu anda bizlerin hayalleri gerçekleşmemiş olabilir ama çocuklarımızın hayalleri için onları desteklemez bizim elimizde. Bunu yapmak zor olmasa gerek…
 

Yorumlar

  1. Çocukluk hayalini gerçekleştiren çok az kişi vardır bence. Çeşitli nedenlerle insan çok farklı yerlere sürüklenir hayatın içinde. Dediğiniz gibi bilinçsiz anne babalar engeller önce hayalleri. Onlar ne kadar istese de kişinin yaşamak zorunda olduğu maddi ve manevi koşullar engel olur sonrasında. Bütün bunlar aşıldığında da karşınıza yaşadığınız toplumun sınırları ve zorlamaları çıkar. OSS gibi saçma bir sınavda bir soru ile kaybedersiniz belki de hayatınızın mesleğini.. Sonrasında bir şekilde hayat akıp gider. Öyle bir noktaya varırsınız ki çocukluk hayaliniz yine çeker sizi. Örnek mi istiyorsunuz, benim "evdeyazar" hallerim bunun en iyi örneği:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz de haklısınız. Aynı şeyleri ben de yaşadım. Puanım nereyi tutuyorsa onu okumak zorunda kaldım. Ben bu yazımda hayalini gerçekleştirenlerle ulaşamayanlardan ve aralarındaki büyük farktan bahsetmek istedim. Aradaki farkı görüp elimizden geldiğince çocuklarımıza destek olmamız gerektiğini belirttim.

      Sil
  2. İşte ben o mutlu azınlıktanım Başak'cım. Hep şükrettim bu sebeble...22 senedir ne iş yorgunluğu bilirim ne de pazartesi sendromu ! 12 yaşımda karar vermiş ve oyunlarımı bile ona göre oynamıştım.Bir gün bile öf demedim. Üniversitede bile istemeden gelen, puanı zorla tuttu diye kayıt olan öğrencilerime ilk yıl geç kalmadan bir kere daha deneyin kendinizi diyorum. Ve oğlumun seçiminde de sonsuza kadar arkasındayım çünkü mutsuz iş mutsuz hayat demektir, yani o kadar hayatın göbeğidie...Ancak ;insan değiştirme şansını da imkanı varsa kullanabilmelidir...Eline sağlık, güzel paylaşım olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne mutlu sana. İşini yaparken zevkle yapıyorsun. Umarım hayatın boyunca bu şekilde devam eder. Yazımı beğendiğin için ben teşekkür ederim...

      Sil

Yorum Gönder